alasehirliyizbiz
  TARİH
 
Alaşehir İlçesi, İç Ege Bölgesinde, Batı Anadolu'daki doğu-batı yönlü ovalardan biri olan Gediz ovasının doğu kesiminde bulunmaktadır. Yüzölçümü 977 km².dir.

Alaşehir ilçe merkezi 28 derece 31 dakika 38 saniye doğu boylamı, 38 derece 21 dakika 41 saniye kuzey enlemi üzerinde bulunmaktadır İlçe merkezinin deniz seviyesinden yüksekliği 189 metredir.

İlçe, Alaşehir çayının da içinden aktığı bir grabenden ve bunu güneyden ve kuzeyden sınırlayan oldukça yüksek plato ve dağlardan ibarettir. İlçenin coğrafi alanı içerisinde dört önemli jeomorfolojik ünite bulunmaktadır. Bu jeomorfolojik üniteler güneydeki Bozdağlar kütlesi, kuzeyindeki Uysal dağları kütlesi ve bu iki dağ kütlesi arasındaki Alaşehir ovası ve güneydoğusundaki engebeli Uluderbent çayı vadisidir.

Bozdağların ortalama yükseltisi 1000-1100 m kadar olan plato yüzeyleri üzerinde bazı yerlerde yükseltisi 2000 m'yi aşan doğudan batıya doğru Dindarlı dağları (1040 m), Çaldağı (1430 m), Karaöküz dağı (1396 m), Hacıalikarlığı (1839 m), Gözlüğbaba dağı (1879 m), Çulha dağı (1555 m), Karadağ (1400m) ve Kartal tepe (2070 m) gibi yüksek doruklar bulunmaktadır. Genel olarak 1000 m yükseklikte bulunan kuzeydeki dağlık kütleyi ise, doğudan batıya doğru sırasıyla Uysal dağları (1311 m), Umurbaba dağı (1555 m), Karadağ (1108 m) ve Kaysan tepe (1135 m) oluşturmaktadır.

Gediz Nehrinin bir kolu olan Alaşehir çayının içinden aktığı Alaşehir ovası,doğuda Kocaçay'ın dar bir yarma vadiden çıkıp ovaya dahil olduğukesimden başlamakta, Alaşehir çayının Gediz nehrine kavuştuğu Salihli ovasına kadar devam etmektedir. 8 ila 15 km. genişliğindeki ova verimli topraklara sahiptir. Alaşehir çayının kuzeyden güneye doğru akan önemli bir deresi olmamasına karşın güneyde Alaşehir Derbendi. Buldan Derbendi, Sarıkızçayı, Zeytin çayı, Avra çayı, Şahyar deresi, Alkan çayı, Kurudere, Değirmendere ve Göbekli deresi gibi güneyden kuzeye doğru akan dereleri vardır.

Gediz grabeninin doğu bölümünü oluşturan Alaşehir çayı vadisi, Batı Anadolu Fay kuşağı içerisinde deprem riskinin yüksek olduğu bir sahadır. 28 Mart 1969 tarihinde ,Kandilli Rasathanesi kayıtlarına göre 6.5 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmiş; bu depremde 68 kişi ölmüş, 4651 konut ta yıkılmış veya çok ağır hasar görmüştür. İlçede Akdeniz ikliminden karasal iklime geçiş özelliği gösteren bir iklim egemendir. Genel olarak ılıman bir iklimin geçtiği Alaşehir’de yaz ayları oldukça sıcak ve kurak geçer. Yazın bölgede sıcaklığın 40 dereceye kadar çıktığı görülür. Kışın yıllık yağış ortalaması 500 mm3 olup, yağışların büyük bir kısmı kış aylarında düşer.

İlçe ekonomisi tarım, hayvancılık, sanayie dayalıdır. Yetiştirilen başlıca tarımsal ürünler, üzüm başta olmak üzere, tütün, pamuk, tahıl, armut ve zeytin yetiştirilir. Hayvancılıkta sığır ve koyun yetiştirilir. İlçede ayrıca 60 üzüm ihracatı yapan firma, 40 üzüm işletmesi, Tariş Üzüm Entegre Tesisleri ve Suma Fabrikası ile Sarıkız Maden Suyu Fabrikası bulunmaktadır.

Alaşehir Pergamon Kralı II.Attalos (MÖ.150-138) tarafından kurulmuş olup, o dönemdeki ismi Filedelfiya’dır. Bergama Krallığı zamanında önemli bir kent olan Philadephia Roma döneminde de önemini korumuştur. Roma döneminde daha da gelişen kent MS. 40 yıllarında Hıristiyanlığın yaygınlaşması ile birlikte Aziz Paulos’un müritlerinin toplandığı bir yer olmuştur. Bizans döneminde önemli bir askeri üs olan bu kent, Arap saldırılarına uğramış, deprem kuşağı içerisinde bulunduğundan ötürü de kentteki yapılar hasar görmüştür.

Malazgirt Savaşı’ndan (1071) sonra yöreye gelen bazı Türkmen boyları buraya yerleşmiştir. Selçuklular ile Bizanslılar arasında sık sık el değiştirmiştir. Selçukluların yıkılmasından sonra Saruhanoğulları Beyliği’nin egemenliği altına girmiştir. Yıldırım Beyazıt tarafından 1391’de Osmanlı topraklarına katılmıştır.

Söylentiye göre Yıldırım Beyazıt, yüksek bir tepeden şehre bakmış ve "Ne Âlâ Şehir" diyerek, kentin Philadephia olan isminin Alaşehir olarak değişmesine neden olmuştur. Bir başka söylentiye göre de; şehir surlarının siyah ve beyaz taşlardan oluşması Alaşehir denilmesine neden olmuştur. Bu söylentilerin yanı sıra Tarihçi İbn-i Bibi ’nin Philedelphia adını kullanmadan Ala-şahr adını vermesi, bu beldenin XII.yüzyılın başından itibaren bu isimle anıldığını göstermektedir.

Timur istilasından sonra 1402’de yeniden Osmanlı topraklarına dahil olmuştur.

XIX. yüzyılda Aydın Vilayeti'nin Saruhan Sancak'ına bağlı bir kasaba olan Alaşehir, Cumhuriyetin İlanı'na kadar Aydın İli Manisa Sancağına bağlı kalmıştır.

I.Dünya Savaşı’ndan sonra Mondros Mütarekesi’ne dayanılarak başlatılan, Ege’deki Yunan işgaline karşı direnişi örgütlemek amacıyla, Erzurum Kongresi’nden kısa bir süre sonra Alaşehir Kongresi (16 –25 Ağustos 1919) yapılmıştır. Bu kongrenin toplanmasına Balıkesir eski Mutasarrıfı Hacim Muhittin Bey’in önemli katkıları olmuştur. Bu kongrenin Erzurum ve Sivas Kongrelerinden farklı olarak, sivil memurlar ve yerel eşrafın önderliğinde toplanmasıdır. Alaşehir, bu kongre ile Anadolu’daki Kuvay-ı Milliye’nin örgütlenmesinde katkısı olmuştur.

24 Haziran 1920 tarihinde Yunanlıların işgaline uğramış, 5 Eylül 1922 tarihinde işgalden kurtarılmıştır. Milli Mücadelede işgalci Yunanlılara karşı baş kaldıran ve bu amaçla Milis Teşkilatları kurarak direnen ilk şehirlerimizden biri de Alaşehir‘dir .

Cumhuriyetin ilanından sonra da Manisa iline bağlı ilçe konumunu sürdürmüştür.

Alaşehir’den günümüze gelebilen tarihi eserler arasında ; Philadephia (St.Jean) Kilisesi,Yıldırım Beyzıt Camisi, Şeyh Sinan Camisi, Güdük Minare Camisi, Yağhane Camisi, bulunmaktadır.



Alaşehir'in üzerine kurulu olduğu antik Philadelphia kentinin akropolü durumunda olan Toptepe düzlüğünde bulunan tapınak kalıntıları, Toptepe'nin kuzey eteklerinde bulunan tiyatro, Bizans döneminde yapılmış olan surlar ve doğu kapısı ile M.S. VI yüzyıla ait St. Jean kilisesi en önemli eserlerdir. Havarilerden loannes adına yapılan St. Jean Kilisesi, Ege Bölgesindeki Hıristiyanlığın ilk çağlarına ait 7 kiliseden birisidir. İncil'in vahiy bölümünde adı geçen ve kendilerine mesaj gönderilen Yedi Kilise (Smyrna, Pergamon, Thyatira, Sardes, Philadelphia, Laodicia ve Ephesus) Hıristiyanlığın ilk kiliseleri olarak kabul edilir. Hepsi de Anadolu'da olan bu kiliselerin üç tanesi (Sardes, Philadelphia ve Thyatira) Manisa ili sınırları içinde bulunmakta ve inanç turizmi kapsamında ziyaret edilmektedir. Buradaki kilise sözcüğü kilise binasından ziyade cemaat anlamındadır.

Bintepeler - Lidya Kral Mezarları: Salihli-Akhisar yolunun güneyinde, Gediz Ovasının kenarında yaklaşık 90 kadar tümülüsü içeren Lidya Kral Mezarlığı bulunmaktadır. İrili, ufaklı bu tümülüslerin içinde en büyükleri Kral Alyattes ve Kral Gyges'e ait olanlardır

Alaşehir'de petrol sevinci
Manisa'nın Alaşehir ilçesinde, bir ay önce başlatılan petrol arama çalışmaları sonucunda bin 850 metrede petrol bulundu.

Özel Merty Ennergy firması tarafından Baklacı köyü mevkiinde bulunan petrol kaynağıyla ilgili bilgi veren firmanın sondajdan sorumlu genel müdürü Tayfun Atalay, "Alaşehir'de yaklaşık bir ay önce petrol arama çalışmalarına başladık. Bin 850 metre derinliğe ulaştığımızda petrole ulaştık" dedi. KONGRELER / CEMİYETLER
ALAŞEHİR KONGRESİ (16 - 25 Ağustos 1919)

Erzurum Kongresi sürerken, Ege'deki vatanseverler de Balıkesir'de büyük bir kongre toplamıştı. Erzurum Kongresi bittikten sonra, bu vatanseverler Alaşehir'de tekrar bir araya gelip yeni bir kongre topladılar. Bu kongrede, Balıkesir Kongresi ve Erzurum Kongresinin kararları görüşüldü. İki önemli konuda karar alındı. Batı Anadolu'da Yunanlılara karşı direnilecek ve ölünceye dek bu direniş sürecekti. Bu amaçla silahlanma ve askere alma gibi her tür işlem yapılacaktı. Gerekirse İtilaf Devletlerinden yardım istenecekti. Kongreye katılanlar, mutlaka gerekli ise bölgelerinin Yunanlılar yerine İtilaf Devletlerince işgalinin daha uygun olacağını saptamışlardı.
 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol